Mücahit Uludağ Surları Yıktık …2025

SURLARI YIKTIK; MUKADDER Mİ MUKADDER

Türkiye; Lübnan’a, Ürdün’e, ve Filistin’e sınır komşusu olmuştur. Hayırlı olsun. Aslıyla bu sınır komşuluğu şöyledir. Lübnan (Fransa), Ürdün (İngiltere), Filistin (İsrail).

Bu devrim; hem değişim hem de büyük dönüşüm. Bizim açımızdan anlaşılması güç değil, lakin; zamanı okumaktan mağlup olanlar için baya zor bir süreç.

Suriye yönetiminin devrilmesi üzerinde durmayacağım, olaylara farklı açılardan bakmanızı sağlarsam bundan mutluluk duyacağım.

Korku, endişe, bitkinlik psikolojisi fertleri ve milletleri bertaraf olmaya götürür. Bunun aksi bir ruh, insanı diri tutar. İman alevi hiç sönmez. İman varsa imkanda vardır teorisi hevesten öte, fiiliyatla, tahminlerden öte, hayırlı sonuçlara sizi ulaştırır.

Ortadoğu 150 yılın karmaşasından sonra yepyeni, bir sürece girdi. Bu şekillenme, tahminlerin ve beklentilerin ötesinde gerçekleşti. Denklem kurucular, denge gözetenler, oldum olası güç tarafından yana duranlar, ağızları açık neyin ne olduğunu anlamaya çalışıyorlar. Yetmeyecek, yakın tarihte gerçekleşecek hadiselerden de ayrı bir hezeyan yaşayacaklar.

Uzun bir dönemdir dünyadaki tüm denklemlerin artçı ve zaman zamanda sarsıcı depremleri yaşadığını, bunun küresel denklem değişimi olduğunu ısrarla vurguluyorum ve her platformda söylemeye devam edeceğim. Anlama imkanımız olmasa da bazı süreçleri erkenden okumamız şart.

Küresel siyasette sözümüz olacaksa, sözümüz itibar kazanacaksa ve uygulanacaksa, “Aklımızı ve kalbimizi aynı denklemde çalıştırmalıyız.” İkisi de  olması gereken düzeyde var olmalı.

“Tepkisel” olmaktansa, “etkisel” olmayı tercih ettiğimiz için bugün devrimsel adımları atmaya devam ediyoruz. Yaşanması zor görülen olaylar tarih boyunca da hep yaşandı, gerçekleşti. Kazanımlar, kayıplar. Asla yıkılmaz denenler yıkıldı. Kazanamaz, başaramaz denenler başardı.

Bugünde aynı hadiseler gerçekleşirken, yıllarca uykulara hapsedilmiş olanların uyanması elbette biraz güç.

Aklını ve kalbini aynı anda kullanmayı becerebilenler adım adım kazanımlarını elde etmeye devam ediyor. Bu feraset ve basiret düsturlu aklın, yapacağı daha çok şeyler var. Yaşayarak göreceğiz ve yeni medeniyet çatışmaları denkleminde çoğu galibiyetleri doğu devletleri yönetim anlayışının gayretleriyle  olduğuna her defasında şahit olacağız.

Türkiye, Filistin ile sınır komşusu olmuştur. Bu yolun geri dönüşü olmayacaktır. Büyük kapışmanın da tarihi çok ama çok yakındır.

İsrail’in etrafındaki tüm oyuncaklar (devletçikler)  başka bir yapıya bürünmek zorundadır. Sessizlikleri, araf’ta kalmalarından dolayıdır. Yetkinlikleri dahi olmayanlar, etkin olmak istiyorlarsa bölgenin tek süper gücü Türkiye ile ortak hareket etmek zorundadırlar.

Türkiye “değişen küresel siyasi iklimi” doğru okumaya devam ediyor. Hazırlıksız yakalanmamak için tüm imkanlarını seferber etmiş durumda. Dünyanın farklı bölgelerindeki sıcak çatışmalar, ülkelerin iç sorunları ve ekonomik dengesizlik kimileri için fırsatlar meydana getiriyor.

Hakikat şudur; akli selim olan devlet yönetimleri güç kontrollerini bundan sonra daha akıllıca yürütmelidir.

Ortadoğu bölgesi, geçici veya yüzeysel yönetim anlayışını kabul etmez. Devlet olarak gördüğünüz fotoğraf, özünde akrabalık ve kardeşlik bağı sağlam olan milletlerdir. Yanlış yönetim anlayışı olsa da; kök ruhunu, inanç değerlerini koruyan halklar sonunda bugün Suriye’de , yarın farklı ülkelerde olacağı gibi özüne döner ve devrimler silsilece devam eder.

Suriye devrimi tahminler ve tecrübeler dışında sonuçlara vesile olacak. Türkiye Cumhuriyeti’nin, Osmanlı sonrası dış hat hamleleri hep aynı siyasi düşünce akımından gelmiştir.

• Kıbrıs Barış Harekâtı 1974 (Erbakan)
• Fırat Kalkanı Harekâtı 2016 (Erdoğan)
• Zeytin Dalı Harekâtı 2018 (Erdoğan)
• Barış Pınarı Harekâtı 2019 (Erdoğan)

Bu harekâtlar git/gel nitelikli değil, kalıcı olmuştur. Bölge halkları binlerce yıl kardeş olarak yaşarken, akrabalık ve dostluk bağları sınırları hep aşmışken, devlet siyaseti veya terör blokları oluşturularak yıkılması ve eskitilmesi mümkün değildi ve zaten batı raconunca da arzu edildiği gibi olmadı. Bölgenin denklemlerini kendi anlayışınız üzerine kurmakta ısrarcı oldukça bundan olumlu sonuç alamazsınız.

İngiltere yıllarca verdiği uğraşla Ortadoğu’yu pimi çekilmiş bomba olarak bırakıp döndüğünde, Fransa mahallenin aksi çocuğu olarak git gel yaşadığında, ABD süper güç algısını; doğru akıldan uzak savaşlar ve baskın yapı ile şekillendirmeye çalıştığında,  dünyanın hiçbir bölgesinde uzun süreli hükümran kalmalarının mümkün olmadığı net olarak görüldü. Şimdi PKK’nın kucağına bıraktığı binlerce tır mühimmatın kendisine maddi manevi zararını düşüne dursun ABD; kendisine bağlı olan yönetimlere (devletlere) ve dış siyasetinin hesap sorucu organlarına ne diyeceğine karar versin.

Fransa Afrika’dan tek tek tokat yemeye devam edecek, Asya yeni bir yapılanma içinde ve yeni denklem anlaşmalarını yapacak. Azerbaycan ve Kafkasya Türkiye ile başka defterleri (İsrail-Rusya) olmadan akıllı uslu geçinmeyi kabul edecek. Ortadoğu’nun yeni sınır komşuları Türkiye merkezli bölge siyasetini yeniden kurgulayacak. Çin ektiklerinin solmaması için tüm geçiş yollarının sahipleriyle yeni anlaşmalar yapmak zorunda kalacak.

Tarih tekerrürden ibarettir. Derin tefekkürü ve ciddi gayretini bünyesine nakşetmiş her millet eninden sonunda galibiyetle yüzleşir.

Bugün dünya yeni bir değişim evresindeyken, artık İsrail’in tasmasını sahipleri eline almalı ve sahip çıkmalı. Bölge daha fazla İsrail provokasyonunu kaldıracak durumda değildir tezini özellikle bu bölgenin her gözlemcisi, sözcüsü, kitlesi, milletleri, idarecileri, iletişimcileri ve bölge uzmanları çok iyi okumalıdır.

“Surları yıktık; mukadder mi mukadder!”

Mücahit Ş. Uludağ

Siyaset Bilimci – Strateji Uzmanı

 SİTELER TV TÜRKİYENİN EN ÇOK İZLENEN İP TELEVİZYONU
 İNTERNET MARKETİM TÜRKİYE’NİN GÜVENLİ ALIŞVERİŞ PLATFORMU

 STÜDYO AŞK PROFESYONEL FOTOĞRAF STÜDYOSU

KARAPÜRÇEK GAZETESİ

SATILIK VARLIKLAR – ÜCRETSİZ İLAN SAYFASI